27 Şubat 2013 Çarşamba
Oya Örnekleri
Oya Çeşitleri
El sanatları insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir.Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları ortaya çıktığı toplumun duygularını sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek “geleneksel”lik vasfı kazanmıştır.
El sanatları bir milletin kültürünü temsil etmekte ve tanıtmaktadır.Bu nedenle eş sanatları ürünleri de o ülkenin kültürel kimliğinin en canlı belgeleridir.Bir ülkenin gelenek ve göreneklerinin yaşama biçiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasında gelişerek devam etmesinde en büyük rolü yine el sanatları oynamaktadır.
Bu nedenle bütün milletler el sanatlarına önem vermekte ve geçmişten geleceğe uzanan bir kültür hazinesi olarak korumaktadır.Anadolu sahip olduğu el sanatlarının çeşitliliği ve üretim miktarının zenginliği bakımından bir çok el sanatı ürününün yapıldığı ve dünyaya tanıtıldığı önemli bir uygarlık beşiğidir.
Türk insan zevkini estetiğini duygusallığını hoşgörüsünü pratikliğini üretmiş olduğu el sanatları ile yansıtmaktadır.Kilimi çorabı oyası işlemesi vb. gelenek görenekleriyle birleşen geleneksel Türk el sanatlarının mükemmel örnekleri Türk insanının yüreğinden kopup gelen ürünler sanatta inanılmaz güzelliklerin anlatıldığı belgelerdir.
El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oya değişik kaynaklarda: “Oya ince bir dantel olarak tarif edilebilir.” “Oya kadın çamaşır ve esvaplarının vesaire bazı şeylerin (boy yemenilerinin çevrelerin) kenarlarına iğne ile yapılan veya yapılmış hazır alınarak dikilen ipek veya iplikten örgü oymalı süs” “Renkli bir ibrişimden iğne ile çiçek veya yaprak şekillerinde örülen işlemenin adı” “Oya; bir tür dantel.Türkiye’ye özgüdür.Normal dantelin iki boyutluluğuna karşılık oya üç boyutlu biçimde de örülebilir.Kumaşlara kenar süs olarak işlenir.” “Oya süslemek ve süslenmek amacı ile yapılan ve tekniği örgü olan bir sanattır.” şeklinde tanımlanmaktadır
Bu tanımlardan hareketle kısaca oyayı:iğne mekik tığ firkete gibi aletlerle ipek pamuk vb. ipler ve bazen pulboncuk vb. yardımcı malzemeler de kullanılarak yapılan bir el sanatıdır diye tanımlamak mümkündür.Türk danteli olarak adlandırılan oyanın benzetildiği örgülerden dantel Avrupa’da 16. yüzyılda tanınmıştır.
1594 yılında dantel olarak Fransız Akademi Lugatına girmiş ve batı dillerinde de bu adla tanınmaktadır.Bu örgülerin Avrupa’da ortaya çıkışında ve kökeni ile ilgili araştırmaların sonucunda bazı örgü adlarının ege masallarında geçtiği 1905′de Menfiz kazılarında bulunan eski örneklerden de sanatın M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzandığı tespit edilmiştir.
Bazı kaynaklarda da iğne ile yapılan örgülerin 12. yüzyılda Anadolu’dan Yunanistan’a ve oradan da İtalya yoluyla Avrupa’ya geçtiği belirtilmektedir.Oya hakkında bugüne kadar yeterli araştırma yapılmamıştır.Kaynaklarda oya benzeri bir örgüye rastlanmamakta doğu ve batı ülkelerinin dillerinde oya kelimesine tesadüf edilmemektedir.
Anadolu kadını duygularını renklere ve oyaya dönüştürmektedir.Oyalarımız bölgeden bölgeye değişen zevklere göre biçimlenmekte ve özgün isimler almaktadır.İsimleri yöreden yöreye değişmekle birlikte şehirden şehre dolaşan anonim oyalar ortak isim almaktadır.Günümüzde Anadolu’da: tığ iğne mekik firkete gibi araçlarla uygulanan oyaların ya bordür ya da bir motif olarak tasarlanmış olanları kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklere göre değişik adlar almaktadır:
İğne Oyaları
Dünya literatürüne “Türk Danteli” olarak giren iğne oyalarımız ilk bakışta dantelle benzerlik gösterse de bir alan oluşturan ve mutlaka bir eşyaya dikilmek üzere yapılan iki boyutlu dantelden üç boyutlu yapısı ve başlı başına bir süsleyici olması ile ayrılmaktadır.İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir.
İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken Anadolu’nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır.Küçük iğnelerle düğümlenmek suretiyle yapılan oyaların düğümler sıkıştırıldıkça örgü gözleri de küçülmektedir.İğne üzerine iplikle ilmik atarak ve iğneyle ipliği bu ilmik içinden çekerek yapılan iğne oyalarının kare ve üçgen olmak üzere iki ilmek çeşidi bulunmaktadır.
Tekli sarma veya çiftli sarma biçiminde yapılabilen iğne oyalarının tekli sarmasında önce kumaşa batırılan iğnenin üstüne ipliğin sağdan sola doğru çevrilmesiyle bir halka oluşturulur.İlmekler belli aralarla tekrar edilerek zürafa adı verilen birinci sıra tamamlanır.Dönüş sırasında aynı ilmek soldan sağa doğru yönlendirilen halka içinden geçirilerek yapılmaktadır.
İkinci sıra ise ya birinci sıradaki ilmeklerin birleşme noktalarına ya da ilmeğin ortasına iğneyi batırarak aynı işlemler sürdürülerek kök kaya ve ana oya gibi bordürü oluşturacak motifler meydana getirilerek yapılmaktadır.Örgü desenlerine bölgelere göre örücüler arasında birli pirinç Mecnun yuvası trabzon / trabzan vb. adlar verilmektedir.İğne oyalarında bir çiçek bir yaprak başlı başına bir örnek sayılmaktadır.Bunların kullanıldığı yere göre çeşitli biçimlerde dizilmesinden kompozisyonlar oluşmaktadır.Bu kompozisyonları ;
1)Ulamalar
2)Yemeni Oyaları
3)Hotoz Oyaları
4)Taç Oyaları
5)Dal Oyaları
6)Saksı Oyaları
7)Kese Oyaları Olarak Sıralayabiliriz.
Motiflerin dik durmasını sağlamak için at kılı anten teli son zamanlarda misina kullanıldığı gibi ayrıca yumurta akı şeker veya jelatin ile de kolalanmaktadır.İğne oyalarında tabii ipek iplik pamuklu iplik kullanıldığı gibi pul boncuk vb. süsleyici gereçlerle yapılan örneklerden oluşan çeşitleri de görülmektedir.
Tığ oyaları
Tığ oyalarında daha çok pamuk ipliği kullanılmakta ise de son zamanlarda sentetik ipliklerin tercih edildiği görülmektedir. Tığlarla zincirlenerek örülmektedir.İplikle bir ilmek (halka) oluşturulmakta sonra tığa sarılan iplik bu ilmeğin içinden geçirilerek çekilmektedir.
Zincirden oluşan ilmekler sıralar biçiminde üst üste örülerek motifler oluşturulmaktadır.Bazı örneklerde ilmeklerin araları ve içi farklı sayı ve dolama çeşitleri ile boş bırakılmakta veya doldurulmaktadır.Böylece boş ilmekler ve dolu yüzeyler yanı sıra farklı atlamalar ve değişik boyutta deliklerle değişik motifler oluşturulmaktadır.
Mekik Oyaları
Mekik oyalarının malzemeleri de tığ oyalarında kullanılanlarla aynıdır.Belli uzunlukta bir ipliğe istenen motifin şekline göre mekikteki iplikler halkalanarak işlenmektedir.Yapımı iğne oyalarından daha kolay tığ oyalarından daha zordur.Tekniği hacimli motiflerin örülmesine elverişli olmadığı için iğne ve tığ oyaları kadar çeşitleri bulunmamaktadır.
Firkete Oyaları
Filkete oyalarının malzemesi de genellikle pamuk ipliğidir.Ancak son örneklerinin sentetik iplerden yapıldığı görülmektedir.Bir filketenin iki sapına iplikler geçirilip tığ ile orta kısmından bağlanarak işlenmektedir.Filketenin enine göre meydana gelen bu örgülerin kenarlarına tırtıl boncuk veya pul geçirilerek yapılan örnekleri de bulunmaktadır.Dikilecek kısım ayrıca zincir çekilerek hazırlanmaktadır.
Koza Oyaları
Koza oyalarının malzemeleri koza parçalarıyla ipektir.Oyanın esas motifleri kozalarla yapılmaktadır sonra da iğne veya tığ ile örülmüş kısımlara eklenmektedir.Bazen kullanılan kozalar muhtelif renklerle boyanmaktadır.İşçiliği iğne oyaları kadar zor ve zaman almaktadır.
Yün Oyaları
Malzemeleri genellikle yün çok kere pamuk ipliğidir.Koza oyaları gibi oyanın bir kısmı iğne veya tığ ile örülmektedir.Yünlerden yapılmış motifler iğne veya tığ ile işlenmiş kısma dikilerek meydana getirilmektedir.Motiflere göre istenen şeklin verilmesi için zamk kitre veya bunların yerini tutan yapıştırıcı bir madde ile ıslatılarak şekillendirilmektedir.
Mum Oyaları
Koza ve yün oyalarıyla aynı tekniktedir motifler renkli mumlarla hazırlanmaktadır.Isıdan ve fazla el değmesinden dolayı bozuldukları için çeşitlerine ulaşılamamaktadır.Gelin başlarında en güzel örneklerine rastlanmaktadır.
Boncuk Oyaları
Boncuk oyaları ipek pamuk ve sentetik ipliklerden boncuk kullanılarak yapılmaktadır.Tığ ve iğne ile yapılan oyaların uçlarına çeşitli boncukların geçirilmesi suretiyle meydana gelmektedir.İşçiliğine ve işlendikleri araçlara göre değişik adlar almaktadır.Anadolu’da en çok rastlanan ve kullanılan oya çeşididir.
Kumaş Artığı Oyaları
İnce şerit şeklinde olan bu oyalar atkı ve çözgüsü olduğu için bu ismi almaktadır.Diğer örgülerden gerek teknik ve gerekse oyaların özel biçiminden dolayı farklıdır.İsminden başka oya ile alakası olmayan dokuma oyalar ekseriye üç renkli ipliklerle işlenmektedir.
Adana ve İçel Boncuk Oyaları
El sanatları Türk halkının duygularını yaşadığı hayatın izlerini kolaylıkla aktardığı en önemli araçlardan biridir.Geleneksel kültürü yeni kuşaklara aktarma görevinin yanında el sanatları bir ulusun kültürel kişiliğinin de en önemli canlı ve anlamlı belgeleridir.Bu bağlamda el sanatları yaşadıkları ve üretildikleri çağa olaylara tanıklık ederler ekonomik faydanın yanı sıra el sanatları iş gücünün değerlendirilmesi için yararlı bir uğraş ortamı yaratmakta; kişiyi maddî ve mânevî açıdan eğiterek sosyal kalkınmaya da katkıda bulunmaktadır.Genellikle toplu halde üretilen bazı geleneksel el sanatları ile dostluk arkadaşlık toplumsal dayanışma paylaşma giderek artar ve anlam kazanır.
Geleneksel kültürümüzün ve el sanatlarımızın en önemli örneklerinden biri oyalardır.Oya yapma çiçekle örgü sanatının birleşmesinden doğmuş; süslenme ve ayrıca taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılan ve tekniği örgü olan bir dantel türüdür.
Oya sözcüğünün başka dillerde karşılığının bulunmaması bu sanatın Türklere özellikle Türk kadınına özgü bir sanat olduğunu düşündürebilir.1905’te Menfis kazılarında bulunan örneklerden özellikle balık ağlarından bu tekniğin M.Ö. 2000 yılları ötesinde bilindiği tahmin edilmektedir.
İğne ile yapılan örgüler XII. Yüzyılda Anadolu’dan Balkanlara oradan da İtalya yolu ile Avrupa’ya yayılmıştır.Oya bir bezemedir.Süslenmek anlamında kullanılan bu terim XI. Yüzyıl Türklerinde “ev bezendi” Memlûk Türklerinde “Oyu” Kırgız Türklerinden “Oyumu” şeklindedir.Türk halkının üstün zevkini zekâsını incelik ve yaratıcılığını tamamıyla yansıtan oyalar “oya gibi” sözü ile de güzellik sembolü olmuştur.Günümüze kadar gelebilen bazı örneklerin inceleme sonuçlarına göre oyalara en çok 17. 18. ve 19. yüzyılda önem verildiği; teknik renk konu malzeme ve kompozisyon bakımlarından özgün kalitelerinin de üstün olduğu anlaşılmaktadır.
Tanzimat’tan sonra Batı taklitçiliğinin doğurduğu olumsuz etkileri pek çok süsleme ve işleme sanatında olduğu gibi oya sanatında da görmek mümkündür. Özellikle bazı el sanatlarımızdan örgü dokuma işleme ve oyalar geleneksel yollarla kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelebilmiştir.
Ayrıca her genç kızın çeyizinde işleme ve oyaların bulunması geleneği de bu sanatın günümüze kadar gelebilmesi ve yaşamasında en önemli etken olmuştur.Oyalar işlendikleri araç-gereç-malzeme ve tekniklerine göre dokuz türe ayrılabilir:
1) İğne oyaları
2) Tığ oyaları
3) Mekik oyaları
4) Firkete oyaları
5) Koza oyaları
6) Yün oyaları
7) Mum oyaları
8) Boncuk oyaları
9) Dokuma oyaları.
Boncuk oyaları temel malzeme tığ ve boncuk yardımcı araç olarak iğne firkete mekik ve iplik kullanılarak yapılan oya türüdür. Halk arasında boncuklar taşboncuğu kesme kristal boncuk can can kireç inci boncuk ve aptal boncuğu diye isimlendirilmektedir.
Adana ve İçel yöresinde yaptığımız bu araştırmaya göre 1940-1991 yılları arasında yapılan boncuk oyaları; yapımında kullanılan araca göre;
1. Tığ ile yapılan
2. İğne ile yapılan
3. Tığ ve iğne kullanılarak yapılan
4. Tığ ve firkete ile yapılan boncuk oyaları olarak sınıflandırılmaktadır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder